Vali ve Kaymakamlarımız hakkında

Vali ve Kaymakamlarımız hakkında
Yayınlama: 26.01.2021
A+
A-

Bir çocuğun yüreğine dokunmak ne kadar zor olabilir,

Peki, bir yetimi/öksüzü sevindirmek..?

Bu çocukları sevindirmenin yıllar sonraki sonucuna şahit olanımız var mı?

Gördüğüm, şahit olduklarımdan bazı hatırlarımı paylaşayım.

Yıllar önce bir valimizin Mardin’de yetiştirme yurdunda çocukları sevindirmesinin sonucunda bugün Ağrı Taşlıçay’da bir kaymakamımız devletinin ve milletinin hizmetinde..

Gaziantep Valimiz Davut Gül yıllar önce okul ziyaretinde bir çocuğu sevindirmesinin meyvesi olarak geçen sene kızımız Tıp Fakültesini kazanınca sınav sonuç belgesinin arkasına teşekkür mektubu yazarak kendisine göndermiş.

Bir başka kaymakamımız ile sahilde yürürken karşıdan gelen hanımefendi “kaymakamım siz beni tanımazsınız ama yıllar önce benim okumama vesile olmuştunuz ve ben burada öğretmenim, sizi görünce çok sevindim” demişti..

Görevlendirme sonucu yeni yerinde göreve başlayan kaymakam cami çıkışında ayakkabı boyayan çocuklarla kucaklaşarak onlara dokunuyor.

Araban’da Kaymakam Mutlu yetimlere sıfırdan genç odası yaparak yüreklerine devlet izi bırakıyor.

İpekyolun’da Kayyım Arslan sokakta mendil satan çocuğun ailesini ziyaret ederek okumasına vesile oluyor..

Eleşkirt’te Kaymakam Sarı, çocuklar boş zamanlarda başkalarının maşası olmasın diye Sanat Merkezi yaptırarak onları devletin korumasına alıyor.

Ağrı’da valimiz Osman Varol Sevgi Evleri ziyaretini neredeyse adet haline getirerek çocuklarımızın zihnine Vali Amca merhametini yerleştiriyor.

Hakkari’de Valimiz İdris Akbıyık şehit ailelerinin çocuk ve torunları ile doğum gününü makamda kutlayarak yüreklerinde unutulmaz bir hatıra bırakıyor.

Ordu Valimiz Tuncay Sonel görev yaptığı yerlerde geleneksel hale getirdiği yetim öksüzlere mektup yazarak onların hayatlarında küçük görünen ama büyük bir devlet sevgisi bırakıyor.

Gelen mektupta şu satırlar insanın yüreğini sızlatıyor;

 “Sevgili vali amca, beni düşündünüz. Çok sevindim. Duygulandım, değerli hissettim. Annem, babam, dayım, abim aynı araçta kaza geçirmiş. Annem, bana hamileymiş. Ben babamı annemin anlattıklarından tanıyorum, hiç görmedim. Baba şefkati gösterip, isteğimi sordunuz. Ben babamın okuluma gelip, arkadaşlarımın içinde bana ‘Aslan oğlum!’ diye sımsıkı sarılıp, sırtımı sıvazlayıp, benimle gurur duymasını çok isterdim”

Okulların kapalı olmasına rağmen valimiz çocuğumuzun evine gidip “Aslan Oğlum” diye sarılıyor..

Bu sahneyi göz önüne getirdiğimizde dudağı titremeyen var mı içimizde?

O kadar çok hatıra var ki buraya sığmayacak… Lakin özet çıkarırsak şunu dememiz yanlış olmaz.

Bu ülkenin temel harcı olan Mülki İdare Amirlerimiz eğer olmamış olsa “Türkiye Cumhuriyeti’nin olduğu yerde hiç kimse, kimsesiz değildir” sözü gerçeği yansıtmayacaktır.*

Mülki İdare Amirlerine Allah güç, kuvvet vererek merhametini artırsın.. (Amin)

  • Bu cümle MİA Murtaza Ersöz’ün Külliye’de yaptığı konuşmadan alınmıştır.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.