Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 büyükelçinin Osman Kavala hakkında yaptığı açıklamalar sonrası verdiği mesajı Rus basınında geniş yer buldu. Ruslar, Erdoğan’ın Türkiye’nin kırmızı çizgisini çekip Batı’nın içişlerine karışmasına müsamaha göstermeyeceğini kararlı bir şekilde ifade ettiğini yazdı.
Kommersant gazetesi, “Erdoğan tüm savaşı üstlendi” başlığıyla verdiği haberinde, Erdoğan’ın Batı’yı ‘meydan okumayı kabul etmek veya Türkiye’yle doğrudan cepheleşmeden kaçınmak’ arasında zor bir seçimle baş başa bıraktığını vurguladı.
Gazete, Erdoğan’ın Batı’yla ilişkilerde kırmızı çizgisini çekip içişlerine müdahaleye müsamaha göstermeyecekleri mesajını verdiğini dile getirdi.
Kommersant, söz konusu 10 ülkenin yönetimlerinin Erdoğan’ın kararı nedeniyle acil istişareler yaptığının da altını çizdi.
SINIR DIŞI OLASILIĞI
Vedomosti gazetesi, Batılı büyükelçilerin sınır dışı edilmesi halinde Türkiye ile ABD arasındaki krizi derinleştireceğini vurguladı.
Gazete, Erdoğan’ın büyükelçilerini sınır dışı etme talimatı verdiği ülkelerin 7’sinin ABD, Fransa, Almanya, Danimarka, Kanada, Hollanda ve Norveç gibi Türkiye’nin NATO müttefikleri olduğuna dikkat çekti. Diğer 3 ülke ise Finlandiya, İsveç ve Yeni Zelanda.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın henüz sert bir karşılık vermediğini ve Türk Dışişleri’nden açıklama beklediğini açıkladığını belirten Vedomosti, Washington’un böylece Ankara’ya manevra alanı bıraktığını kaydetti.
Moskovskiy Komsomolets, büyükelçilerin büyük bölümünün NATO ülkelerinin temsilcileri olmasının duygularıyla hareket etmekle ve kararlı adımlarıyla bilinen Erdoğan’ı durduramadığını belirtti.
ABD VE BATI’NIN SOMUT KOZLARI YOK
Moskovskiy Komsomolets’e demeç veren Rusya Ekonomi Yüksekokulu Asya ve Afrika Araştırmaları Merkezi’nin kıdemli araştırma görevlisi Doç. Aleksey Obraztsov, Erdoğan’ın eylemlerinin daha geniş bir uluslararası bağlamda irdelenmesi gerektiğini söyleyerek, “Daimi ittifaklar çağı sona erdi. Artık bloklar, durumsal nitelikte ve uzun vadeli değil. Türkiye, yaptığı açıklamalarla NATO içerisinde kendisini yalnız hissettiğini ve bu nedenle kendisine fayda sağlayacak bir politika izleme niyetinde olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Batı’nın bu koşullarda neler yapabileceği belli değil” dedi.
Meselenin açıklamaların ötesine geçmemesinin muhtemel olduğunu kaydeden Obraztsov, “ABD rahatsız olabilir ancak Washington’un elinde Ankara’ya baskı yapmak için somut kozlar bulunmuyor ve kimin kime daha fazla ihtiyacı da bilinmiyor” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’Yİ TANIYACAKLAR”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 Ekim Cumartesi günü Eskişehir’de toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Osman Kavala ile ilgili ortak açıklama yapan 10 ülkenin büyükelçilerinin ‘istenmeyen kişi’ ilan edilmesi için Dışişleri Bakanı’na talimat verdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 büyükelçinin tavırlarıyla konuşmasında şunları söyledi:
“Öbür tarafta, yatıyorlar, kalkıyor, Kavala, Kavala. ‘Kavala’ dediğin Soros’un Türkiye şubesi. 10 tane büyükelçi onun için Dışişleri Bakanlığı’na geliyor. Bu ne terbiyesizliktir? Siz burayı ne zannediyorsunuz? Burası Türkiye, Türkiye. Burası öyle zannettiğiniz gibi bir kabile devleti değil. Burası Türkiye, anlı şanlı Türkiye.
Kalkıp Dışişleri Bakanlığı’na gelip talimat verme gibi bir yola giremezsiniz. Gerekli talimatı ben de Dışişleri Bakanımıza verdim. Ne yapması gerektiğini söyledim. ‘Bu 10 tane büyükelçi bunların bir an önce istenmeyen adam ilan edilmelerini hemen halledeceksiniz’ dedim. Zira bunlar, Türkiye’yi tanıyacaklar, anlayacaklar, bilecekler, bilmedikleri, anlamadıkları gün burayı terk edecekler.”
GERİ ADIM ATTILAR
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği Erdoğan’ın bu sert çıkışı sonrası, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “ABD, 18 Ekim tarihli açıklamaya ilişkin bazı sorunların yöneltilmesi vesilesiyle, Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesine riayet etmeyi teyit eder” ifadesini kullandı.
Sözleşmeye ilişkin aynı ifadeleri Kanada, Finlandiya, Danimarka, Hollanda, İsveç, Norveç ve Yeni Zelanda’nın Ankara büyükelçilikleri de resmi hesaplarından paylaştı ya da retweet etti.
“HAK ETTİKLERİ CEVABI ALACAKLARDIR”
Bu gelişme Cumhurbaşkanlığı çevrelerince olumlu karşılanırken, hafta başı Erdoğan Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, bu konuya ilişkin şunları kaydetti:
“Türkiye’nin nezaketini, temennisiyle davranma tarzını zaaf olarak görerek eski alışkanlıklarına yönelenler, yaptıkları yanlışı kabul etmedikleri sürece hak ettikleri cevabı alacaklardır. Son dönemde bazı ülkelerin büyükelçileri tarafından yapılan hadsiz ve talihsiz açıklamayı da aynı çerçevede değerlendiriyoruz. Bu açıklama herhangi bir kişiyi ve konuyu değil doğrudan ülkemizin yargısını ve egemenlik haklarını hedef almıştır.
Her şeyden önce bu tavır ülkemizdeki yargı teşkilatımız, hakimlerimiz, savcılarımız avukatlarımızla birlikte tüm yargı mensuplarımıza yapılmış bir büyük hakarettir. Anayasamızın 138’inci maddesinde belirtildiği şekilde, Türk yargısı kimseden talimat almaz, kimsenin emrine girmez. Kendi yasama ve yürütme organlarımızın bile Anayasa gereği işine karışamadığı yargımızı, bir grup büyükelçinin sigaya çekmesine tahammül edemeyiz.”