Hüseyin Akkaş
Mülki İdare Amirlerinin aslına bakarsak her hangi bir zam beklentisi yok. Bu konuda dillendirmeseler bile tek bir talepleri var o da sadece aradaki dengesizliğin giderilmesi. Tekrarında fayda var zam istemiyorlar, yıllardır süre gelen adaletsizliğin ortadan kaldırılması tek istekleri.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan 2018 ve 2019 yılı 10 Ocak İdareciler günü konuşmasında bu konudaki hassasiyetini dile getirmişti.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN 2018 YILI KONUŞMASI
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleşen programda Cumhurbaşkanı Erdoğan davet edilen Mülki İdare Amirlerine bu konudaki çalışmanın 2019 yılında sonuçlanacağını şu sözleri ile aktarmıştı.
“Bir özeleştiri olarak şunu ifade etmek istiyorum. Geçmiş dönemlerde olduğu gibi bizim hükûmetlerimiz döneminde de maalesef kulisi, lobisi güçlü olan, sesi çok çıkan kesimlerin ilave birtakım haklar aldığı, diğerlerinin bundan mahrum kaldığı olmuştur. Kaymakamlarımızın da bu bakımdan bir mahzunlukları olduğunu biliyorum. Hiçbir kaymakamımızın emri altında çalışanlardan daha düşük maaş alıyor olması kabul edilebilir bir durum değildir. Bu konuda bir çalışmanın yapılarak tüm meslek grupları açısından hakkaniyete dayalı bir ücret dengesinin en geç 2019 yılında kurulacağına inanıyorum.”
Durum bu kadar net olunca haliyle ister istemez bir beklenti içinde olmak normal oluyor. Zira Cumhurbaşkanımızın sözlerinden MİA’nın özlük hakları gündeme gelse de sonuçlanmamış olmasının sebebi olarak “lobisinin, kulisinin güçlü olmaması ve sesini fazla çıkarmamış” olduğuna bir kez daha şahitlik etmiş oluyoruz.
Mülki İdare Amirleri kulis, lobi yapamayacak zaafiyette, güçlü ses çıkarmaktan aciz oldukları için bunu yapmadıklarını düşünmek yakışık almaz. Tam aksine arzu etmeleri durumunda en iyi lobiyi yapabilecek kabiliyete sahipler. Lakin özlük hakkında lobi yapmaktan çok daha önemli işlerle meşgul oldukları için bu konuya zaman ayıracak zihnen ve fikren bir boşluk bulamamış olmalarıdır.
Aynı konuşmanın devamında Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Kaymakamlarımızın pek çoğu 15 Temmuz’daki sağlam duruşlarıyla milletin takdirini topladı, kayyum olarak görev yaptıkları belediyelerde ve şirketlerde gösterdikleri başarılar kaymakamları milletin gözünde farklı bir yere getirdi. Özlük haklarıyla ilgili dengesizliğin düzeltilmesi, milletimizin kaymakamlarımıza olan vefa borcunun ödenmesine vesile teşkil edecektir. Tabii kaymakamlarımızdan da buna uygun bir gayret ortaya koymalarını doğrusu bekliyoruz”
Ülkemizin son dönemde geçtiği iki kritik süreci göz önüne aldığımızda ki bunlar “Çukur Dönemi” ve “15 Temmuz ile birlikte Kayyımlık süreci”dir. Bu iki hassas dönemde yaptıkları, gösterdikleri özveri, aldıklaları risk gerçekten kaymakamlığı milletimizin gözünde farklı bir konuma getirmiştir.
Durum böyle olunca 2019 yılının bitmesine, 10 Ocak 2020 İdareciler Günü’ne günler kala “Özlük Hakkı” ne oldu, çıkacak mı?
İlk olarak TBMM’nin bütçe görüşmelerinden bir beklenti hasıl oldu. Şahsi olarak oradan bir sonuç çıkmayacağını tahmin ediyordum ama “çıkmayan candan umut kesilmez” hesabı vekiller belki bu sefer şaşırtır beklentisinde oldum.
Sonuç: Elde var sıfır
Ankara’da yaptığımız görüşmeler sonucu öğrendik ki “merkez valiliği” nin kaldırılmasında nasıl ki ana unsur vekiller ise özlük hakkı konusunda yine adresin vekiller olması şaşırtmadı.
İçişleri Bakanlığı Sayın Süleyman Soylu’nun nezaretinde Mülki İdare Amirleri’nin “Özlük Hakları” konusunda çalışmasını madde madde hazırlamış ve dosyayı teslim etmiş. Bu işin hayata geçirilmesi sadece TBMM’den onay almasına bakıyor.
Eğer meclisten bu karar neden geçmiyor diye soracak olursanız o zaman cevabım şu olacaktır.
Nasıl ki “Merkez Valiliği” konusunda birimin kaldırılması siyasi güç eli ile olduysa ve hangi maksatla yapıldıysa aynı düşünce ile bu “özlük hakkı” bir türlü onay almıyor.
Peki, 10 Ocak 2020 yılında ne olacak?
Bu sorunun birkaç cevabı var elbette.
1- Mülki İdare Amirleri külliyeye davet edilmeyecek
a- Bu bir kurtuluş değil çünkü; mesajla tebrik edilecek bir konu değil.
2- Mülki İdare Amirleri külliyede programa davet edilecek ama konuşma metnine özlük hakkı yazılmayacak.
a- Cumhurbaşkanımızı yakınen tanıyanlar bilir ki ne zaman nerede kimlere ne dediğini, ne vaatte bulunduğunu çok iyi hatırlar. Ki bu durumda Cumhurbaşkanımız kendisi bu konuyu soracaktır.
3– Cumhurbaşkanımız nezaretinde Külliyede İdareciler Günü programı düzenlenecektir ve konuşma metnine “özlük hakları” çalışmasında sona gelindiği yazılacaktır. Ki bu durumda Cumhurbaşkanımız 2019 yılı sonuna kadar tamamlanacaktır dediğini elbette hatırlayacaktır. Veya konuşma sonunda çalışmanın neden çıkmadığının hesabını soracaktır ve bu durum karşısında Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal başta olmak üzere maliye bürokrasisi ciddi anlamda zorda kalacaktır.
4- Vuslat başka bir bahara kaldı diye beklerken sürpriz bir gelişme ile 10 Ocak 2020 İdareciler Günü konuşmasında Cumhurbaşkanımız yapılan çalışmayı canlı yayında duyuracaktır. Bu çalışma direk bir düzenleme olmasa bile 6400 Ek Gösterge için yapılan torbaya ekleneceğine ilişkin bir açıklama olabilir.
Devlet terbiyesi alan ve bu çerçevenin dışına devlet menfaati yoksa hiç bir zaman çıkmayan Mülki İdare Amirleri bu kadar görmezden gelinmesi anlaşılır gibi değil doğrusu.
O nedenle; Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın vermiş olduğu talimatın hala askıda bırakılıyor olması hiç bir şekilde iyi niyet olarak yorumlanamaz.