Kazakistan’daki Olayların Perde Arkasında Kimler Var?

Kazakistan’daki Olayların Perde Arkasında Kimler Var?
Yayınlama: 08.01.2022
A+
A-

Çalkantılı günler yaşayan, hükümeti istifaya kadar götüren protestolarla mücadele eden Kazakistan, çok sayıda yer altı kaynakları açısından zengin olmasına rağmen neden bu aşamaya geldi? Bazı uzmanlar, bu durumun sorumlusu olarak Kremlin’i gösterirken bazıları da olayların merkezindeki sivil toplum örgütünün Soros tarafından fonlandığını ileri sürüyor. Aslında olan ise ABD ve Batı ‘yeni nesil savaş’ stratejisiyle bölgede küresel çıkarlarına ulaşmayı amaçlıyor.

Akaryakıt fiyatlarına yapılan zammın tetiklediği protestolar nedeniyle dünya gözünü Kazakistan’a çevirirken, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) bünyesinde Kazakistan’a asker gönderildi.

Türkiye’den ise Nur Sultan ile dayanışma mesajları verdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Kazakistan Dışişleri Bakanı Mukhtar Tleuberdi telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede Kazakistan’daki son gelişmeler ele alındı ve Çavuşoğlu, Türkiye’nin Kazakistan’a desteğini yineledi.

Görüşmede ayrıca, 11 Ocak 2022’de çevrimiçi olarak düzenlenecek ve Kazakistan’daki gelişmelerin değerlendirileceği Türk Devletleri Teşkilatı Dışişleri Bakanları Olağanüstü Toplantısı hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.

YER ALTI KAYNAKLARI BAKIMINDAN KAZAKİSTAN

Ülkede yaşanan kaosta göstericilere silah dağıtıldığına ilişkin görüntülerin ortaya çıkması, çeşitli yer altı kaynaklarına sahip ülkede “kirli planlar” yapıldığına dair yorumları beraberinde getiriyor.

Kazakistan, Orta Asya’nın yüzölçümü olarak en büyük ülkesi olduğu gibi aynı zamanda da petrol, doğalgaz, uranyum ve diğer değerli madenler açısından çok zengin bir ülke konumunda.

Dünya uranyum kaynaklarının yüzde 12’sinin Kazakistan’da yer aldığı ve yine küresel üretimin yüzde 40,8’inin bu ülkeye ait olduğu belirtiliyor. 2019 yılı verilerine göre, Kazakistan, 64,7 milyon dolarlık asbest minerali ihraç ederek, bu alanda dünyanın en büyük ikinci ihracatçısı haline geldi.

Asbest, kimyasal maddelere oldukça dayanıklı bir yapısal özelliğe sahip olmasıyla biliniyor.

ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’na göre, dünyanın krom kaynakları, coğrafi olarak yoğunlaşmış durumda. Söz konusu kaynakların yüzde 95’i Kazakistan ve Güney Afrika’da kayıtlara geçti. Kazakistan, krom üretiminde üçüncü sırada yer alıyor.

Ülke titanyum üretiminde dördüncü, kömür üretiminde 8’inci ve altında 10’uncu sırada konumlanıyor.

Petrol ve gaz rezervlerinde ise Orta Asya ülkesi, sırasıyla 12’nci ve 15’inci sırada bulunuyor.

UZAY ÜSSÜ BAYKONUR, RUSYA’YA KİRALIK

Öte yandan, insanlı ve insansız uzay uçuşlarının yapıldığı Baykonur Uzay Üssü de yine Kazakistan sınırları içerisinde yer alıyor.

Kazakistan Meclisi, geçen yıl mayıs ayında aldığı kararla, Baykonur’un Rusya’ya kira süresini 2050 yılına kadar uzattı.

Rusya, bu kapsamda Nur Sultan yönetimine yıllık 115 milyon dolar ödeme yapıyor. Daha önceki anlaşmaya göre, kira süresi 2025’te sona eriyordu.

OLAYLARA BATI’NIN BAKIŞI

Kazakistan’da 2 Ocak’ta başlayan olaylara ilişkin Batı’da da sıkça haberler yer almaya başladı. 

BBC’de yer alan “Halk neden sokağa çıktı, göstericiler ne istiyor?” başlıklı makalede, bazı uzmanların görüşlerine yer verildi.

Haberde, akaryakıt fiyatlarına zam yapılması sonrası başlayan protesto gösterilerinin bir anda ülkenin tüm bölgelerine yayıldığı ifade edildi. Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in hükümeti görevden almasına ve “ülkede istikrarı sağlamak için” akaryakıt fiyatlarını indirme sözü vermesine rağmen protestocuların, Almatı’da belediye başkanının ofisini talan ettiği, araçları ateşe verdiği, dükkanları yağmaladığı anlatıldı. 

Böylelikle asıl amacın yapılan zam olmadığı ortaya çıkarken, 2019 yılında görevini devretmesine rağmen bugünkü protestoların hedefindeki ismin Nursultan Nazarbayev olduğunu savunan BBC’ye konuşan isimler, Kazakistan’daki olayları Batı’nın “Baskıcı bir hükümete karşı demokratik bir kalkışma” olarak yorumlamayı tercih edeceklerini görüşünü dile getirdil. 

SOROS İDDİASI

Bazı analistler, Kazakistan’daki protesto gösterilerine, arkasındaki sivil toplum kuruluşları üzerinden yorum getiriyor.

Olayların merkezinde “Oyan Qazaqstan”, “Erkindik Kanatı” gibi STK’lar ile “MediaNet”, “Legal Media Center” gibi fondaş basın kuruluşlarının olduğu belirtiliyor.

Bu açıdan olayların perde arkasına ilişkin, “Tamamı Soros, ABD devleti ve Alman vakıflarından fonlu. FETÖ’nün ülkedeki gücü ise zaten biliniyor. Bu açık bir darbe girişimi” yorumları yapılıyor.

Kazakistan’da 2019 yılında iki aktivistin tutuklanması üzerine kurulan Oyan sivil toplum kuruluşunun, Soros’un aynı yıl haziran ayındaki sitesinde de yer aldığı kaydediliyor.

Türkiye’de, Gezi Olayları ile 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında yer aldığı gerekçesiyle halen tutuklu bulunan Osman Kavala’nın da kurucusu olduğu Açık Toplum Vakfı da bizzat Soros tarafından kurulmuştu.

1995 yılından beri Kazakistan’da aktif faaliyet gösteren, 100 milyon dolardan fazla harcama yapan Soros’un desteklediği Oyan örgütü konusunda, yine Osman Kavala ile ilişkilendirilen bir dergide yer alan makaledeki şu ibareler, olayların arkasında kimlerin olabileceğine işaret ediyor:

“Gezi olayları ve İstanbul seçimleri bizim için bir ilham kaynağı…”

“KÜRESEL SAVAŞIN BİR PARÇASI”

Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin de olayların arkasında Rusya olabileceği iddialarını tamamen reddediyor ki doğrusu da bu zaten.

Çünkü yaklaşık 19 milyon nüfusu olan Kazakistan’ın yüzde 26’dan fazla nüfusuna sahip Ruslar,  bu ülkede zaten siyasi olarak oldukça etkin konumda.

Her ne kadar Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Kazakistan bağımsızlığını ilan etse de Moskova, bu ülkeyi sürekli arka bahçesi olarak görmeyi sürdürmektedir.

Emekli Korgeneral Pekin’e göre ABD, Kazakistan’ı; Rusya’yı çevreleyecek, Orta Asya’yı kontrol edecek, Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” projesinin önünü kesecek bir jeopolitik bölge olarak gördüğünü belirtiyor.

Afganistan’dan kaçan ABD’nin bölgeye dönmenin yollarını aradığını savunan Pekin, ABD’nin bu bölgede bir rejim değişikliği elde etmesinin Orta Asya’nın kontrolünü ele geçirmesi ve Rusya’yı çevrelemesi demek olduğuna dikkati çekti.

Rusya’nın bu düşüncenin gerçekleşmemesi için müdahale edeceğini, bölgenin kaosa sürükleneceğini belirten İsmail Hakkı Pekin, Rusya’nın Ukrayna, Baltık, Doğu Avrupa, Doğu Akdeniz, Libya ve Suriye ile birlikte çok cephede mücadele etmek durumunda kalmasının sağlanacağını, böylelikle ABD’nin önemli bir avantaj elde edeceğini savundu.

YENİ NESİL ÖRGÜTLER!

Yapılan analizlerde Kazakistan’daki olayların arkasında Rusya ve Çin’in olabileceği hedef saptırmaktan ibarettir, Çin, bölge ülkeleriyle ticari ilişkileri bozulacağından dolayı böyle bir olayın perde arkasında olamayacağı gibi, Rusya’nın da zaten kendi güdümünde bulunan bir ülkedeki kaostan herhangi bir çıkarı olmayacaktır.

Afganistan’dan kaçar gibi ayrılan, Irak ve Suriye’den de çekilme konusunu tartışan ABD, süper güç konumundaki iki rakibi Rusya ve Çin karşısında siyasi ve bölgesel güç kazanımı peşinde koşmaktadır.

Bu nedenle ABD, hem ekonomik hem de siyasi egemenliğini bütün ulus devletlerine kabul ettirebilmek için Rusya ve Çin’in etrafını çevrelemek, ekonomik kazanımlarına sekte vurabilmek için planını devreye sokmak istemektedir. 

ABD, asker gönderemediği ya da kendisine vekalet eden terör örgütlerini sokamadığı Türkiye de dahil birçok ülkede denediği gibi vakıflar veya sivil toplum kuruluşu gibi organize ettiği ‘yeni nesil örgütler’ vasıtasıyla nüfuz kurmanın peşindedir. 

Orta Asya açısından bakıldığında Kazakistan’da meydana gelen olaylar, Batı’nın küresel güç savaşlarında denemekten vazgeçemeyeceği ayak oyunlarından biridir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.