Valilerimizle olan hatıralarımızdan sonra (Tıklayınız) aslında bu yazıyı kaleme alacaktım ama Ordu Valimiz ile alakalı yaşanan hadise sonrası araya Vali Seddar Yavuz ile alakalı bir yazı girmiş oldu.
İsim vermeden hatıralardan bahsetmek isterim.
MİA camiası içerisinde “popüler olduğu, reklamı sevdiği” iddia edilen kaymakamımızı gerçekten merak ediyordum. Reklam meraklısı mı yoksa yaptığı hizmetleri tanıtmanın derdini mi güdüyor diye. İlk olarak telefon açtım ve kendilerini ziyaret etmek istediğimi söylediğimde aramızda şu minvalde bir konuşma geçmişti.
-Buyrun gelin Hüseyin bey
-Sayın Kaymakamım yalnız bir ricam olacak lütfen siz normal programınıza devam etseniz ve ben bir personeliniz veya vatandaş gibi sizi sadece izlesem.
-Hay hay Hüseyin Bey öyle olsun.
Uçakla il merkezine geçtikten sonra kendisi araçla aldırmak istese de ben kabul etmemiş ilçeye kendi imkânlarımla gelmek istediğimi belirttiğim için ilçe garajından dolmuşa binip ilçeye geçmiştim. Kaymakamlıkta Özel Kaleme geçip orada oturan vatandaşların yanına geçip bende oturdum. Koruma idi sanırım yanılmıyorsam özel kalem programı gözden geçiriyorlardı. Özel kalem programı ve ziyaret edilecek yerleri söyledikten sonra “bu 2 program kaymakam beyin misafiri geleceği için iptal edildi” cümlelerini işitmiştim. Kısa bir süre sonra özel kaleme kendimi tanıtmamın ardından makama geçmiştik. Kaymakam bey ile ilk karşılaşmamız ve tanışmamızdı. Kaymakam bey ile “Hoş Geldin, Nasıl geçti yolculuk” klasik tanışma faslı arasında çayımızı da içip günlük programına başlamıştık.
Oraya git, buraya katıl, şunu incele, diğerine yetiş derken mesai bitmişti ama program hala devam ediyordu. İşte o zaman sabah özel kalemde duyduğum “bu iki program misafir nedeniyle iptal edildi” sözüne kendimce ya iptal edilmese ne olurdu acaba demiştim.
Ve bir sonraki görev yerinde seyahatimde yol üzeri olduğu için sadece çay içmek bahanesiyle ziyaret etmek istediğimi belirtmiştim. Sahile yakın bir çay bahçesinde çay içtikten sonra deniz havası almak için yürürken bir vatandaş bize doğru yaklaştı ve
“Sayın kaymakamım siz …. ‘misiniz? diye sordu. Kaymakamımız “Evet” cevabını verince. Kaymakamım siz beni hatırlamazsınız ama ben sizi çok iyi hatırlıyorum. Maddi imkânsızlıklar nedeniyle okula gidemiyordum siz ailemle görüşüp hem destek verdiniz hem burs verdiniz. Ben üniversiteyi bitirdim ve şuan burada öğretmenlik yapıyorum”
Bir MİA için iftihar edilecek bir durum olmalıydı bu. Makamı bir kenarda dursun geçicidir, fani yaşamdır şu ömür. Ama bir abiyi kazanmış olmam kendi adıma büyük bir kazanım olsa gerek.
HESABINI VEREMEYİZ DİYEN KAYMAKAM
Bazen iyi ki çayı seviyorum diyorum. Bu anlatacağım hatıra yine bir çay muhabbetinde olmuştu. Kaymakamımız kanın gövdeyi götürdüğü yerden sonra yeni görev yerinde hizmete başlamış. Aradan zaman geçmiş. Yolumuz düştü çay içmeyi teklif edince sohbet sırasında yeni yapılan Gençlik Merkezi’nden bahsetti. Çay sonrası görebileceğimizi söyleyince gidip gördük ki muhteşem bir çalışma ortaya çıkarmışlar.
Ücret talep etmeden kabiliyeti olan öğretmenlerle el birliği yaparak harika bir merkez oluşturmuşlar. İçinde tiyatro kursundan, sazına, gitarına, bağlamasına, ebru sanatına kadar her bir şeyin olduğu bir Gençlik Merkezini gördüm.
Ne gerek var bunca emeğe çalışmaya diye sorduğumda kaymakamımız şöyle demişti.
“Hüseyin Bey bizim burası kırsal bir bölge malumunuz. Çocuklarımızın, gençlerimizin gideceği veya zaman geçireceği yerler kısıtlı falan değil yok yani. Durum böyle olunca bu çocuklarımıza biz sahip çıkmazsak eğer o zaman başkaları sahip çıkmakta. Geleceğimizi göz göre göre karartmaya ne gerek var. Hesabını veremeyiz sonra.
İLÇEMİN ÇOCUKLARININ NEYİ EKSİK DİYEN KAYMAKAM
Kayyımlık süreci bitmemişti. Bir seyahatte iken yol üzerindeki kaymakamımıza telefon açıp ziyaret etmek istediğimi söylememin ardından saati belirlemiştik.
Bu kaymakamımızla çok önceden telefon ile tanışmıştık ama yıllar sonra ilk kez karşılaşacaktık. Çay içtiğimiz yer bir otelin lobisi idi. Söz kayyımlık hizmetlerine gelince kaymakam bey birazdan aşağıda size bir hizmetimizi göstereyim dedi.
Çay sonrası otel altına indiğimizde kaymakamımız bildiğimiz yüzme havuzu yaptırmış oraya. Yetmemiş hemen yanına spor salonunu hizmete sunmuş. Kendisine yine gereksiz görülen ters soruyu yöneltmiştim.
-Kaymakamım böyle küçük bir ilçede yüzme havuzunun ne işi var ne gerek var?
-Hüseyin Bey benim ilçemin çocuklarının diğer ilçede yaşayan çocuklardan ne eksiği var ki biz onlara bu hizmeti sunmayalım. Okuldan arta kalan zamanda orada burada zaman geçirmek yerine gelip burada hem spor yapıyorlar hem yüzüyorlar..
Alınmaya darılmaya gerek yok, bu toprağın harcında mayasında Mülki İdare Amirlerinin payı yüksektir.
Daha hatıralar var ama uzatıp zaman almaya gerek yok sanırım. Belki bir başka zaman inşaallah.
TÜRKİDARE HABER DERGİMİZDE BİR İLK
Dergimizin yayınlanacak olan Temmuz sayısında ilk defa Valilerimizin faaliyetlerine yer vermedik. Onun yerine kaymakamlarımızın hizmetlerini anlatan röportaj ve haberlere yer verdik. Aslında 64 sayfa yetmiyor 72 yapalım diyoruz bu sefer o da yetmiyor 80 yapsak derken bir bakıyoruz yine yetmiyor Mülki İdare Amirlerimizin yaptıklarını anlatmak için sayfalar. Temmuz ayı ilk haftasında sizlere ulaşmış olacak inşallah.
Dergimiz ulaşmamış olursa eğer bilgi@turkidare.net/ mail adresinden iletişime geçmenizi rica ediyoruz.
Selametle..
Hüseyin Akkaş