İKİ VALİ YARDIMCISI BİR KAYMAKAM

İKİ VALİ YARDIMCISI BİR KAYMAKAM
Yayınlama: 02.10.2024
A+
A-

Mülki İdare Amirlerinin görev ve yetkilerini yazmış olsak bir kâğıda ne kadar tutar? Başka bir kâğıda görevlerini yerine getirmek için harcadıkları mesai süresini yazsak kaç sayfa olarak geçer acaba ilk yazdıklarımızı?

2010-2012 yılları arasında Karaman Valiliği yapmış olan Süleyman Kahraman Kış başlangıcı geldiğinde ilçe kaymakamlarını arayarak “Kaymakam bey, ilçe sınırları içinde sadece insanlardan sorumlu olmadığımızı biliyoruz değil mi? Kış geldi kuşlar için belli noktalara ekmek bırakalım” diyerek güzel bir hatırlatma yapardı.

Aradan geçen bunca zamanın ardından benzer konuya bağlı olan Mülki İdare Amirlerimizden örnek vermek istiyorum.

Görevine yeni başlayan Vali Yardımcısının odasında iken bir öğrenci kızımızı kabul etti. Kızımız ortak tanıdığın selamını iletti ve hal hatır konuşmalarının ardından Vali Yardımcımız üniversite birinci sınıf öğrencisi olarak gurbete gelen kızımıza gerekli, kırıcı olmayan, rencide etmeyen naif cümleler ile bazı küçük tavsiyelerde bulundu ve kızımızı uğurlarken kurduğu cümle öyle hoş ve tüm kapıları açan bir cümle idi ki.

“Sen artık bizim gözetimimizde olan bir kızımızsın. Maddi, manevi ne ihtiyacın olursa çekinmeden buyur gel. Hiçbir ihtiyacın olmaz aklına takılan şeyler olur veya konuşacak bir büyüğüne ihtiyacın olursa kapımız açık..”

Bu cümle içindeki her bir kelime gurbete gelmiş çocuklarımız için o kadar önemli ve yol gösterici ki muhtemelen öğrenim hayatımızı göz önüne getirirsek kıymetini hatırlamış oluruz.

VAKIF YARDIMIYLA PARFÜM ALINIR MI?

Yine aynı ilimizde bulunan başka bir Vali Yardımcımıza bu konunun güzelliğini aktarırken kendisi meslek hayatından bir örnek verdi. Vakıftan yardım alan bazı çocuklarımızın bununla gıda, kıyafet yerine farklı tüketimi tercih ettiklerini Vakıf Müdürleri aktardığında O Vali Yardımcımız Vakıf Müdürü ve personellerine şu cevabı verir:

“Bırakın, parfüm alsın bunda hiçbir sorun yok. Bizim emanetimizde olan ve kendisine verdiğimiz o para kendisinin artık. İstiyorsa parfüm alsın bu kötü değil. Kötü olan şey o parfümü ona bir başkası alırsa ihtimaller dahilinde sonraki yaşanacak olanlardır..”

KAYMAKAMA ULAŞAMAMIŞ OLSA NE OLACAKTI?

  • Bu konuda öncelikle şunu baştan yazmış olalım ki kimsenin evladını yargılayacak konum ve yetkiye sahip değiliz. O nedenle yazı içerisinde ki konu yaşlı teyzedir.

Afet bölgesinde bulunan şirin bir ilçemizde pazarın kurulduğu günlerde yavaş yavaş ellerinde ki poşeti taşımaya çalışan bir teyze vatandaşın dikkatini çeker. Birkaç defa bu durum tekrar edince teyzemize yardım ederek evine kadar götür ve evin halini görünce yardımcı olmak ister.

Özel bir Vakıf üzerinden yemek sorununu çözerler. Teyzemizin yaşadığı evde elektrik olmadığı için şirketini arayarak durumu anlatır ama kendisine “O bölge ağır hasarlı ve elektrik bağlamamız mümkün değil, beklenmedik bir anda büyük sorun yaşanabilir” denir. Yolda İlçe Emniyet Müdürünü görür ve selamlaşmanın ardından durumu anlatınca müdürümüz, “Ben Sayın Kaymakamımıza aktarayım durumu. Kısa sürede yapılması gereken her şey yapılır” der. Hemen ertesi gün sabah saatinde kaymakamımız ilgili birim personellerini gönderir ve gerekli inceleme sonrası kendisine yapılacak yardımlar tedarik edilir ve aynı zamanda bir Konteynıra yerleştirilmesi için evraklar hazırlanır.

Teyzemizi Kaymakamlık binasına götürürler ve imzayı atar. Böylece Teyzemizin ve her insanın temel hakkı olan “Yaşam Hakkı” sağlanmış olur. Burada iki soru akla geliyor. Birinci soru içinde sorular var, sonra ikinci soruya geçeyim ki o biraz çetrefilli.

  1. Teyzemizin durumu Kaymakamımıza ulaşmamış olsa ne olacaktı? Teyzemize Konteynır verilememe nedeni ikametinin çocuğunun yanında farklı bir ilde görünüyor olması. İlçe sınırları içinde yaşayan bu kişiye Konteynır engeli olan resmi prosedüre karşı Kaymakamımız inisiyatif almamış olsaydı kim ne diyebilirdi? Veya olay basına yansımış olsaydı kaymakamımıza çok şey söylenir miydi bilemeyiz? Zaten AFET BÖLGESİ olarak MİA’nın aldığı riskler olmasa bugüne gelinmiş olmazdı, olamazdı, mümkün değildi, ihtimal bile verilmezdi.. Bunları yazmaya, anlatmaya ne zaman ne kitap yeter!
  2. Asrın Felaketini yaşadık ve yaralar hızlı bir şekilde sarılmakta. Birkaç defa son soruyu yazdım ama yetkili kişiler hakkında fitneye sebebiyet vereceği için izninizle silmiş oldum.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.