Türkçe’nin öncülerinden kabul edilen, 13. yüzyılda eserlerini Arapça ve Farsça yerine Türkçe yazan Aşık Paşa’yı anmak için düzenlenen şiir şöleninde, gönül coğrafyasından 18 şair Kırşehir’de bir araya gelecek.
Türbesi Kırşehir’de bulunan ve adı okuldan tabiat parkına kadar birçok yere verilen Türkçe’nin garip şairi için 5-6 Kasım’da 10. Uluslararası Aşık Paşa Şiir Şöleni düzenlenecek.
Kırşehir Valiliği’nin desteğinde Kırşehir Kent Konseyi ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü işbirliğinde düzenlenecek şölene, Anadolu’nun farklı illerinden 15 şair ile Azerbaycan’dan Könül Ordubadi, Irak’tan Ümit Hikmet Kerküklü ve Kafkasya’dan Nermin Akkan katılacak.
Bu yılın Cumhurbaşkanlığı’nca “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” ilan edilmesiyle daha kapsamlı şekilde planlanan şölende şairler, katılımcılara Aşık Paşa ve Yunus Emre’den şiirler sunacak.
12 BİN BEYİTİ TÜRKÇE YAZDI
Aşık Paşa’nın türbesini ziyaret ederek dua okuyan Kırşehir Kent Konseyi Şairler ve Yazarlar Çalışma Grubu Başkan Vekili İbrahim Düğer, Aşık Paşa’nın, Hoca Ahmet Yesevi’nin felsefesiyle yetişen Anadolu alperenlerinin devamı olduğunu söyledi.
Selçuklu Devleti’nin çöküş döneminde, devlet yazışma dilinin Farsça, dini dilin Arapça olduğunu belirten Düğer, Aşık Paşa’nın bu dönemde 12 bin beyitlik “Garibname” adlı eserini Türkçe yazdığını dile getirdi.
Aşık Paşa’nın, hayatını Kırşehir’de geçirdiğini vurgulayan Düğer, şöyle konuştu:
“Kırşehir’de Aşık Paşa’nın ayrı bir önemi vardır. Biz de birini yerel, ikisini ulusal ve 10’unu uluslararası olmak üzere Aşık Paşa Şiir Şölenleri düzenledik. Bu yıl da sayın Valimizin destekleriyle Kırşehir Kent Konseyi ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ortaklığında uluslararası şölenin 10’uncusunu yapıyoruz. Bunu Türk dil şöleni olarak düzenleyelim istedik. Bundan sonra da böyle devam etsin istiyoruz.”
“TÜRKÇE’Yİ SEN YAYDIN BİR BAŞTAN BAŞA…”
Şölenin daha geniş kapsamlı şekilde yapılması gerektiğine işaret eden Düğer, “Biz Aşık Paşa’yı yerel, ulusal ve uluslararası olarak 12 kez andık. Bu yeterli değil” dedi.
Kendisinin de “Aşık Paşam” adıyla bir şiir yazdığını anlatan Düğer, bu şiirin üç dilde yayımlandığını vurgulayarak, şunları söyledi:
“Uluslararası Şiir Şöleni’ne yurt içinden ve dışından davet ettiğimiz şairlerden Aşık Paşa, Yunus Emre ya da diğer milli ve manevi şairlerle ilgili şiirleri talep ederiz. Onlar da kalemlerine kuvvet yazarlar. Yazdığım ‘Aşık Paşam’ şiirimin dörtlüğü, ‘Hem aşık idin hem de paşa/Garibname yazdın dağ ile taşa/Türkçeyi sen yaydın bir baştan başa/Seninle kırıldı bu zincir paşam’ şeklindedir.”
AŞIK PAŞA KİMDİR?
Kırşehir’de 1272 yılında doğan Aşık Paşa (Ala ed-Din Ali), kentin yetiştirdiği tasavvuf şairi olarak biliniyor.
Ailesi Horasan’dan Anadolu’ya gelen Aşık Paşa’nın Garibname isimli eseri, Türk edebiyatının ilk büyük telif mesnevisi olarak biliniyor.
O dönemde Arapça ve Farsça’ya daha çok önem verilmesine rağmen Aşık Paşa, eserlerini Türkçe kaleme almasıyla tanınıyor. 1333 yılında Kırşehir’de vefat eden Aşık Paşa’nın, adının verildiği Aşıkpaşa Mahallesi’nde türbesi bulunuyor.