Çiftlikbank olarak bilinen Saadet Zinciri dolandırıcılığı davası devam ederken olayı ilk fark eden Kaymakam Koç o günleri anlattı.
Sözcü Gazetesi’nden İsmail Saymaz köşesinde kaleme aldığı yazı:
Sakarya’nın Taraklı İlçesi’nin eski Kaymakamı Cihat Koç, 4 Kasım 2017 günü ilçede Çiftlik Bank’ın sözde mavi yumurta tesisinin açılışına katıldığı gün bir yolsuzluk olduğunu fark etti. Dedektif gibi araştırma yaparak, 20 gün sonra Geyve Cumhuriyet Başsavcılığı’nda duyurusunda bulundu.
“Mehmet Aydın’ın konuşması şüpheler uyandırmıştır” diye başladığı 27 Kasım 2017 tarihli dilekçesinde, 5 bin tavuk bulunduğu halde 5 milyon yumurta üretmeyi vaat ettiklerini yazdı. “Vatandaşın para kazanma güdüsünün istismar edildiği açıktır. Sıradan bir yatırım işi olmadığı nettir” dedi.
Taraklı’daki tesisin tamamlanmadığını, ürünlerin fason olduğunu, şirket merkezinin KKTC’de bulunduğunu belirtti ve şöyle uyardı: “Saadet zinciri olduğu konusunda şüphe uyandıran şirket hakkında vatandaşlarımızın mağduriyetini önlemek adına kapsamlı soruşturmanın yapılmasını rica ederim.”
Çiftlik Bank batmadan dört ay önce verilen bu dilekçe, şirket hakkında bir bürokrat tarafından yapılan ilk işlemdi. Koç’un dilekçesi sayesinde ‘Tosuncuk’ lakaplı Mehmet Aydın’ın yakalanması için kırmızı bülten çıkarmak ve mülklere kayyum atamak dahil tüm soruşturma işlemleri Geyve İlçesi’nde yürütüldü.
Bugün Şanlıurfa’nın Harran İlçesi’nde görevine devam eden 32 yaşındaki Kaymakam Cihat Koç, Aziz Nesinlik hikayesini anlattı.
Çiftlik Bank, Taraklı’ya nasıl geldi?
Bu adamlar Taraklı’da satılığa çıkan bir çiftliği pazarlık yapmadan alıyor. 3-4 milyon TL harcama yapıyorlar. Araştırdıkça anlıyoruz ki, Tosuncuk’un çalışanları da onu dolandırıyor. 100 bin TL’lik inşaat işi için 500 bin TL fatura kesiyorlar. Veriyor adam parayı, umurunda değil.
Neyse, adamlar bana “Tavuk çiftliği açacağız” dedi. “Bunun açılışı mı olur?” dedim. “Çok farklı bir türde” dediler. “İyi” dedim, sonuçta ilçemde bir tesis açılacak. Düşünün: Taraklı’nın nüfusu 6881. Bakkal açılışına bile gidiyoruz. Tesisin açılacağını biliyoruz ama mavi yumurtayı bilmiyoruz. Açılışta, baktım, Orhan Kural. Öğrenciliğimde sigara konferanslarına gitmiştim. Çok da sevdiğim biri. Kendisi Tosuncuk’u tanımaz etmez.
“Guiennes’in danışmanı olduğum için gönderdiler, geldim. Kalabalık var. Sigarayı anlatırım”dedi.
Tosuncuk ne yapıyordu?
Tosuncuk’u ilk defa orada gördüm. Benim karşımda süklüm püklüm, kıpkırmızı oldu kaymakam görünce… Ya enteresan bir iş! Bir sürü otobüs var. Batman’dan, Isparta’dan… Beni anons ettiler. Taraklı Belediye kaymakamı diye… 45 saniyelik bir konuşma olması lazım. Dediğim şu: “Çiftlik Bank nedir, bilmiyorum. Allah utandırmasın, hayırlı olsun.”
Gittik, kurdele kestik. Bir şeyler canımı sıkıyor. Dedim ki, nerede bu mavi yumurtayı yumurtlayan tavuklar? Çünkü Tosuncuk demişti ki, “Elimizde 5 bin tavuk var, biz 5 milyon yumurta üreteceğiz.” Bir tavuk kaç tane yumurtalayacak arkadaş! “Tavuklar içeride” dediler. “Göreceğim” dedim. Hijyen koşulları filan… Jandarmaya “Kırın kapıyı” dedim. Öyle deyince açtılar. İçeride 250-300 sarı tavuk, çilli horoz var. Tesis harabe. Dışını janjanlamışlar, içi boş. Yem tesisinin açılışına kalmadan terk ettim.
Açılıştan sonra neler yaşandı?
Ben mali kökenliyim. Pazartesi tesisi denetlettirdim. Tavukların usulsüz getirildiğine dair tutanak tuttuk, tavuklara el koyduk.
Şirket yapısını incelerken şunu fark ettim: İstanbul’da bir anonim şirket var. Tek hissedarı, KKTC menşeili firma. Onun da bir başka ülkede bağı var. Demek ki para kaçırıyorlar. Ürünleri fason. Hiçbir üretim yok. Bir yerden alıp etiket vurmuşlar.
Saadet zinciri var ama ne yapacağız? Bir küçük Taraklı kaymakamıyım. Bizde adliye olmadığı için Geyve Savcısı Tacettin Akyol ile görüştüm. Savcı, “Şikayet yok, mağdur yok” dedi. “Bir haber çıksa iyi olur” dedi. Gücüm Taraklı’daki yerel muhabirlere yetti.
Dilekçeyi ellerimle kaleme aldım. Savcımız bir ay sonra 11 milyon TL’ye el koydu. Dedim ki, “Peşine bile düşmeyecek Bunlar kaçacaktır Malvarlıklarına el koyun ”
Bu arada Çiftlik Bank’cılar hakkımda “Türkiye’de tarım ve hayvancılığın ilerlemesindeki tek engel” diye yazdı. Ölümle tehdit ettiler. Mart ayıydı. TV’de “Çiftlik Bank’ın binası boşaltıldı” diye bir haber gördüm. Savcıya, “Tesise gelin, birazdan anababa gününe döner” dedim. Jandarmaları gönderdim. Yarım saat sonra tesisin önünde 100 kişi vardı en az. Tavukları almaya çalışıyorlar.
Gelenler kim?
Para yatıranlar. Taraklı’da kimse parasını kaptırmadı ama Türkiye’ye anlatamadım derdimi.
Tavukları alabildiler mi?
Suç duyurusunda bulunduktan sonra bunlar tesis boş değil imajı verip video çekmek için 21 bin 500 tavuk almış. Normal yumurta tavuğu. Mavi değil. Vatandaşa anlattık. İçeride yağmalanacak bir şey yok. Tavuk mu alacaksınız? Ağlayanlar, “evimi sattım” diyenler… Tesise el koyduk. Savcı gitti, tavuklar benim başıma kaldı.
21.500 tavuk günde bir tondan fazla yem yiyor. Günde 5-6 bini de yumurtluyor. Yem bitti. Yemcileri arıyorum, kimse vermiyor. Hastalık vurdu, ölümler başladı. Günde 20-30 tane. Tarım Kredi Kooperatifi’nden 30 bin TL’lik borç yem aldım.
Yumurtalar birikti. Üç kez mahkeme kararı aldırıp mezat kurduk. Milletin parası heder olmasın istedik. Ayrıca tavukların antibiyotik vurulması gerekiyormuş. Dedim ki satalım. İhaleye çıktık. Hepsini 262 bin TL’ye sattık.
Bu da haber oldu. “Çiftlik Bank mağdurunun parası satılan tavuklardan ödenecek” diye. Ya 262 bin lira neye yeter? Kaymakamlığa haciz ihbarnameleri geldi.
Sonra ne oldu, biliyor musunuz? Müge Anlı’nın programında biri, “Kaymakam uyarmıştı ama keşke gelmeseydi. Onu görünce para yatırdım” dedi. Yalan! Hepsi biliyordu işin patlayacağını.